Ağrı’da İnşaatlar Yolunda Değil: Denetimsizliğin Bedelini Sokaklar Ödüyor

Ağrı’da bu yıl 170–180 civarında yapı ruhsatı verildi. Kağıt üzerinde her şey usule uygun görünüyor olabilir ama sahaya indiğinizde bambaşka bir tabloyla karşılaşıyorsunuz. Kural var, kanun var, imar yönetmeliği var… Ama uygulayan yok.

Şehir, adeta “Kim neyi nereye isterse oraya yapsın” anlayışına teslim edilmiş durumda. Yolun ortasına atılan merdivenler, kaldırımı kapatan bahçe duvarları, çevreye savrulan inşaat demiri ve beton atıkları… Tüm bunlar, hem belediyenin hem yapı denetimin görevini yapmadığını açıkça gösteriyor.

Sılkiye Mahallesi’ndeki bir apartmanın karşısında yapılan yapı bunun en canlı örneği. Sabah gidip baktığınızda yolun resmen yarıldığı, merdivenin yola taştığı, kaldırımların işgal edildiği görülüyor. Muhtar bile isyan etmiş durumda. Vatandaş belediyeyi arıyor, ama “ne fen işleri ortada ne kaçak yapı birimi ne de tespit yapacak bir ekip.” Üstelik şehrin en işlek caddeleri olan Atatürk Caddesi, Fevzi Çakmak Caddesi ve Kurtuluş Caddesi ticari alan statüsünde olmasına rağmen bazı müteahhitler alt katı dükkan yerine bahçe yapmaya kadar işi vardırabilmiş. Denetim olmadığı için herkes kendi kuralını uyguluyor.

İşin daha vahimi, çevre kirliliği ve güvenlik riski. Erzurum’da, Kayseri’de, Van’da inşaat yapılırken şantiye alanı brandayla kapatılır, malzeme yollara dökülmez, çalışma saatleri belediyece belirlenmiş kurallara göre yapılır. Bizde ise kum yola dökülür, demir yola saçılır, beton gündüz insanların ortasında dökülür; sabah altıda gırgır çalışır, çekiç sesleri sokakları inletir. Vatandaş rahatsız olur ama muhatap bulamaz. Kuralsızlık şehirleşme değil, şehir eziyetidir. Ağrı’nın kaderi bu olmamalıdır.

Bu şehrin belediyesi, yapı denetimi, encümeni ve tüm yetkilileri görevini yapmak zorundadır. İnşaat yapacak olan yapar, ama kuralına göre yapar. Yol işgal edilemez, kaldırım vatandaşa aittir, ticari alan bahçeye dönüştürülemez. Aksi takdirde Ağrı her geçen gün biraz daha bozulan, çehresi kirlenen ve yaşanamaz hale gelen bir şehir olur.

Bu köşeden bir kez daha Hazal Aras ve Mehmet Akkuş’a çağrıdır: Denetim yoksa düzen de yoktur. Eğer sizler Ağrı’nın düzenini kurmak ve korumak istiyorsanız en temel görevlerinizi de yerine getirmeniz gerekiyor.